Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, basın kartları iptalini sürdürüyor. 3 bin 804 gazetecinin basın kartı şu ya da bu nedenle iptal edildi. En son aralarında Cumhuriyet, Evrensel, Birgün çalışanlarının da bulunduğu bazı gazetecilerin sarı basın kartları iptal edildi. İptal hakkında gazetecilere ve çalıştıkları gazetelere herhangi bir resmi bildirim ise yapılmadı.
Daha önce Başbakanlık bünyesindeki Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM), ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ adı verilen başkanlık sistemine geçişle beraber Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı ve ‘İletişim Başkanlığı’ adını aldı. BYEGM’e bağlı Basın Kartları Komisyonu da Cumhurbaşkanlığı denetimine girmiş oldu. BYEGM’nin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlanmasının ardından sarı basın kartlarının dağıtımı durduruldu mevcutların da değişeceği ilan edildi. Daha sonra basın kartları biçimsel olarak değiştirildi, sarı olan basın kartı rengi turkuvaz ve maviye döndürüldü.
Basın kartlarının sağlanması ya da yenilenmesinin reddedilmesi, iktidar çevrelerinin kendi modellerine uymayan tüm medya çevrelerini dışlamak için kullandıkları bir araç olarak uygulanıyor.
Aslında hükümetin verdiği basın kartları gerçek işlevinden uzaktır. Uygulamada haber alma hakkının kullanımında, basın kartının hiç bir geçerliliği yoktur. Üstelik basın kartını gösterenler, polisin gözünde potansiyel suçludur! Gazetecilik suçtur! Demokrasinin kalitesine basının katkı yaptığı sistemlerde, basın kartı önemli olabilir, ancak özellikle ülkemizde hükümetlerden alınan basın kartları, gazeteciliğe de gölge düşürmektedir. Özünde basın kartları, itibarsızlığın belgesi niteliğindedir. Avrupa Birliği’nde basına verilen değer, Türkiye’de yoktur, ki orada basın kartlarını hükümetler vermez. Bu nedenle çağdaş demokrasilerde, hükümetlerin verdiği basın kartlarının şerefi olamaz. Basın kartlarını meslek örgütleri vermediği sürece, bu böyle devam edecektir.
Meslek örgütlerinin basın kartı vermede hiçbir etkisi bulunmuyor. Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun 78 cemiyetle birlikte 20 bin üyesi var. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 3 bin 850, Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin 2 bin, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın bin 450, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin ise 900 üyesi var. Eskiden, meslek örgütleri toplanıyor ve basın kartlarıyla ilgili kararı veriyordu. Şimdi Basın Kartları Komisyonu’nda bu basın meslek örgütlerinin hiçbiri yok.
Basın kartlarının iptalinden sonraki zamanda ne olacağına dair belirsizlik ise sürüyor. Zamana yayılan bir yok ediş, hükümetten beklenmelidir. Bu kadar çok tabela örgüte rağmen, gazeteleri özden savunacak bir örgüt bile yok. Basın mensuplarının özlük hakları, yavaş yavaş ve yıllar boyunca gasp ediliyor. Bugünden yarına bir şey beklenmeyebilir. Çünkü zayıf hafızaya oynanıyor. Kimseden ses çıkmayacak zaman ise çok uzak değil…
Her şeye rağmen, basın kartının iptal edilmiş olması, gerçekten gazetecilik yapanların gazeteciliğinden bir şey eksiltmez.
+ There are no comments
Add yours